Fahri Şahin


İnsanlarda Aidiyet Duygusu

Ailemiz, akrabalarımız, şehrimiz, ülkemiz, ait olduğumuz kişiler ve toplumlar, yani aidiyetimiz


. Kendimizi özdeşleştirdiğimiz, ait olmakla gurur duyduğumuz varlıklarımız. Maddi  ve manevi gücümüz. Aidiyet duygusuyla birden 83 milyonluk bir güç yüklemesi. Bir tek birey  olmaktan çıkıp bir millet olma ve bu güce ulaşma sihri. Kurtdereli Mehmet Pehlivanın “Ben  güreşe çıktığımda milletimin gücünü arkamda hissederim” sözünün manası. Atatürk’ün “Bir  Türk dünyaya bedeldir” sözünün aşıladığı özgüven. 
Aidiyet duygusunu beslemek ve güçlendirmek, gerek anne-baba gerekse eğitimcilerin  olmazsa olmaz görevlerinden biridir. Çocuklarımızın biz büyüklerle gurur duyacağı bir yaşam  sürmek bu duyguyu besleyecektir. Attığımız her olumlu adım, kazandığımız her başarı, dürüst  bir yaşam, adaleti gözeten hal ve hareketlerimiz aidiyet duygusunu perçinleyecektir.  Ekonomi, bilim, kültür ve sanat alanlarında çığır açan her atılımımız çocuklarımızdaki aidiyet  duygusunu zirveye taşıyacaktır.  Aidiyet duygusunu zedeleyecek, çocuklarımızı utandıracak her türlü, eylem ve  söylemden uzak olmalıyız. İnsanlar görmüşsünüzdür. Nereli olduklarını gizlerler. Özellikle de  bu yer ya da şehir kötü bir durumuyla meşhur olmuşsa. Çünkü hiç kimse utanılacak işler  yapan bir topluma ait olmak istemez. Yine insanlar görmüşsünüzdür. İyilik, güzellik ve  başarısıyla tanınan toplumlarla bir şekilde bağı olduklarını iddia ederler. Çünkü herkes iyi işler  yapan, dürüst ve başarılı bir topluma ait olmak ister.  Aidiyet duygusunun bir şekilde zedelenmesi bireyde farklı arayışlara yol açar. Uyruk  değiştirme, ya da bir yolunu bulup yurt dışına yerleşme çabaları bunların başlıca olanlarıdır.  Elbette üst akıl olarak biz büyükler bir yandan aidiyet duygusunu güçlendirecek çalışmalar  yaparken bir yandan da farklı arayışlara giren bireyleri uyarmalıyız. Öncelikle toplumda  görmek istemediğimiz, ya da olmasını arzu etmediğimiz tutum ve davranışları bizzat kendimiz  örnek olarak değiştirme gayretine girmeliyiz. Yoksa nefret ya da kaçış bir çözüm değildir.  Diğer taraftan kendi toplumuyla bağını koparıp başka bir topluma adapte olmaya  çalışan bireyler çok da kabul görmeyeceklerdir. Çünkü adapte olmaya çalıştığı toplum onu  her zaman bir “Yabancı” olarak görecektir. Onlara benzemek için sarf ettiği her çabanın  “Yabancı” algısını değiştirmediğini her gördüğünde hep hüsrana uğrayacaktır.   En güzel davranış ait olduğu toplum ne kadar negatif olursa olsun pozitif olmak ve  pozitif davranmaktır. Sosyoloji bilimi bize bireydeki değişikliklerin toplumu değiştireceğini  söylüyor. O halde işe kendimizden başlayabiliriz.  Aidiyet duygusunu güçlendirmek için gece gündüz çalışacağımız, her alanda üstün  başarılar sergileyeceğimiz, dürüst yaşayacağımız, hal ve hareketlerimize, kılığımıza ve  kıyafetimize özen göstereceğimiz o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.